ABD başkanı Barack Obama’nın (Mayıs 2009), başkan sıfatıyla ilk kez nüfusunun çoğunluğu Müslüman olan bir ülkeyi ziyaret ettiğinde “ABD’nin hiçbir zaman İslam dünyasıyla savaş halinde olmadığı ve bundan sonra da olmayacağını” vurgulamak için Türkiye’yi seçmesinin önemine dikkat çekmiştik. Obama’nın Türkiye’den talepleri TBMM’de alkışlanmıştı.
OBAMA TÜRKİYE’DEN NE İSTEMİŞTİ?
(Yerimiz darlığı yüzünden yalnız iki konuyu hatırlatacağım)
1- “Kürtler azınlıktır onlara haklarını verin” demişti OBAMA.
Nerede ediliyor? TBMM’de. Tepki ne oluyor? “Sayın” vekillerimiz ve askerlerimiz tarafından alkışlanıyor.
-Türkiye’de kimlerin azınlık oldukları ve Kürt azınlık diye bir azınlığın olmadığı net bir şekilde LOZAN ANTLAŞMASI’NDA açıklanmıştır.
Bu antlaşmaya rağmen Kürtler azınlıktır demek bu antlaşmayı yırtmaya teşebbüs değil midir? (Dediğini yaptırırsa, yırtmaktır.)
Bir arabanın size aitliğini gösterir belge ruhsattır. Ruhsattaki bilgiler değiştiğinde arabanın sahibi de değişir. Evin size aitliğini gösterir belge de tapudur. Aynı şekilde belgedeki bilgiler değişince evin sahibi de değişir.
Değerli okuyucular, LOIZAN, Türkiye’nin tapusudur. Dünyanın hangi coğrafyasının Türkiye Cumhuriyeti’ne ait olduğunu gösteren belgedir.
2- İstanbul Müftüsü ile protokol olarak eşdeğer olan Ortodoks Patriği Bartelemeos’u diğer ruhani liderlerden ve Müftüden ayrı kabul ederek Bartelemosun Ekümenikliğine katkı sağlamış, anayasal nedenlerle kapalı olan Heybeliada Ruhban Okulu’nun açılmasını istemişti.
Bugün her iki talep de gerçekleşmek üzere. ‘Her şey olduk, ama Kürt olamadık’ diyen Kürtçüler Obama’nın öncülüğünde yeni açılım paketiyle, azınlığa doğru dolu dizgin ilerleniyor. Nereden bilsinler ki yarın sadece Kürt olacaklar. İştahlarını kabartan Irak ve Suriye petrollerine sadece uzaktan bakacaklar. ABD v e İsrail taşeronu olduklarını anladıklarında; iş işten geçmiş olacak. ‘Dün bizim her şeyimiz vardı, misyonerlerin elinde sadece İncil vardı. Bugün bizim elimizde İncil var, eskiden sahip olduğumuz her şey onların elinde’ diyen Afrikalılar gibi;’dün her şeyimiz vardı, Kürtlüğümüz yoktu, şimdi Kürtlüğümüz var, hiçbir şeyimiz yok’ diyecekler.
İmam-Hatip statüsündeki Heybeliada Ruhban Okulu’nun ilahiyat fakültesine dönüştürülmesi anayasaya aykırı olduğu için ve Rum Patrik’in de imam-hatip statüsünde devam etmek istememesi sonucu kendilerinin kapattığı Heybeliada Ruhban Okulu’nu, bugün ilahiyat fakültesi statüsünde yeniden açıyorlar. 2009’da ilk defa Özel Fatih Üniversitesinde açılan ilahiyat fakültesiyle birlikte bu hak Rumlarca da kullanılacak. Obama’nın katkılarıyla açılan Ruhban okulundan sonra, Patrik’in egemenliği (ekümenik) de tanınacak. Patrik Hıristiyanların Halifesi olacak. Hıristiyanların halifesinin olduğu yerde Müslümanların halifesi olamaz mı? Elbette olur. Bugünden itibaren ‘hilafet isteriz’ sesleri daha çok yükselecek. Yakın gelecekte, Başkanlık ve yarı başkanlık tartışmaları arasında hilafet tartışmaları da yapılacak. Bizimkiler ne zaman halife olur bilinmez ama,bu arada atı alan Üsküdar’ı geçecek. Doğuda Kürdistan,İstanbul’da Doğu Vatikan kurulacak.